Yeni bir insanın ve dünyanın ortaya çıkartılması
Burada ve şimdi, Bodrum, 12
kasım 2012
( Bu
mektup,Galatasaray Üniversitesindeki tüm öğrencilerime ve özellikle felsefe öğrencilerine ithaf
edilmiştir.. )
“Eğer Tanrının, tüm budhaların ve tüm yüksek ruhların nerede olduklarını öğrenmek isterseniz, size
yanıtlıyabilirim.İşte hepsinin adresi: burada
ve şimdi. Posta kodu dahil,tek bilmeniz gereken adres bu.” (Thich Nhat
Hanh, Ne Ölüm,Nede Korku Vardır:Table
Ronde Yayınları,2002)
Thich Nhat Hanh. Evet.ama ben buraya Eckhart Tolle, Osho
Rajneesh,Krişnamurti ve birçok diğerlerini de ekleyebilirim.!Ama acaba
niçin rehberler, aydınlanmayı öğreten
ustalar ve istisnasız tüm yol gösteren
büyük üstadların hepsi , bizi daima bıkmadan usanmadan şimdiki zamana, yani içinde
bulunduğumuz “an”a çekmeye çalışıyorlar?
İçinde bulunduğumuz “an”ı bu kadar güçlü yada esrarengiz kılan şey nedir?
Sanki bundan daha önemli başka birşey yokmuş gibi ,
yeryüzünde varolan bilgeliklerin tümü, acaba
niçin bu basit ve sıradan ifadenin
içinde saklı ? Ama öncelikle bunun ne
anlama geldiğini anlayıp anlamadığımızdan eminmiyiz? Acaba ŞİMDİ kelimesinden kastedilen nedir? Bir eylemin yada verilen
kararın da önemini vurgulamak için,”ya şimdi ya asla” denir .
Gençliğimde yazdığım şiirlerimde ŞİMDİ yi “iki arada bir
derede olurken,ellerimizin arasından kaçıp gidiveren tekinsiz bir yılan
balığı”gibi betimliyorum..Yakalanması imkansız mı yoksa yakalanması son derece
zor mu?Ayıların somon balıklarını avlamalarının nasıl bir ustalık
gerektirdiğini biliyor musunuz? Ayıların hayatta kalmaları için avlanmaları
gerekir..!! Ayıların somonu yakalama anında konsantrasyon ve uyanıklıkları ,tam
o anda ve belki başka hiç bir zaman olamıyacağı kadar uç noktadadır.
Akla gelen soru şudur: acaba daima kesintisiz olarak şimdiki
zamanda kalmak mümkün mü? Hem akan zaman içinde yaşamaya devam edip, hemde aynı
anda sadece şimdiki zamanda sabit kalabilir miyiz?”Şimdi “ durumunda sabit kalmak için gösterdiğimiz yoğun
konsantrasyon ve uyanıklık çabalarımız,bizi günlük yaşamımız için yapmamız
gereken işleri yapmaktan alıkoyar mı ?Çünkü, “an”ı, yani sadece şimdiki zamanı
yaşayabilmek,her geçen saniyede tam ve bütünsel bir bilinç gerektirir.Bu mümkün
müdür? Gerçekten spontan olmaktan
kastedilen bu mudur?
Şimdiki zaman (présent) var olmak(présence) demektir! Bunun ne anlama geldiğini
anlayabiliyor musunuz?Hiç bütünüyle var olduğunuzu hissettiğiniz anlar
yaşadınız mı?Bunlar,çok ender yaşanılabilen ama unutulmaz anlardır.Bu mini
satori denen duruma tekabül eder (mini satori,Zen Budizminde “bodhi” yani sanskritçede uyanış
karşılığı olan bir terimdir.)Yani bu kısacık uyanış anları,kendinizi daha önce
hiç hissetmediğiniz derecede canlı ,sanki zaman durmuş ve sonsuzluk tek bir saniyede
konsantre olmuş gibi hissetmenize yol açar.
Aydınlanma ustası rehberlerin söylediğine göre, bütünüyle
şimdiki zamanın yani “an”nın içinde olmanın tek yolu,sadece kendi içimizde var olma halidir:,tamamiyle
kendimize odaklanmış,başka yerlerde değil(ama burda) başka zaman boyutlarında değil şimdi ve şu “an” da (geçmiş yada gelecek zamanlarının dışında)
olmaktır.Yani, şu “an” nın bilincinde
olmayı birbirini takip eden anlarda tekrarlayarak bir zaman akışı
oluşturulabilir.
Ortaya şu durum çıkıyor: Burada ve şimdi=eksiksiz ve bütün bir varoluş=eksiksiz ve bütün bilinç=tüm
uyanışın en üst seviyesi(Budist
formüllerine göre..) Şimdi yapılacak şey
nedir? Şimdi ve burda gerçeğini yaşamak,uygulamak,yada en azından
uygulamaya gayret etmek mümkün olduğunca bunları yaşanan her anda aklına
getirebilmek.(Osho Rajneesh Jouvence Yayınlarından çıkan Etre en pleine conscience,une
présence à la vie isimli 2005 baskısı kitabında ,Gurdjieff buna “özbenliğini hatırlamak” dediğini
yazmıştır.) Yani,geçen her saniyede ve alınan her nefeste gerçekten kim olduğumuzu hatırlamak...
René Descartes ın
sistematik kuşkuculuk üzerinde yaptığı felsefi çalişmalar sonucu
ulaştığı “düşünüyorum,o halde varım” yolunu baştan yapsam,onun “cogito”su yerine şu formülü koyarım:
“bilinçliyim, o halde varım”..Ayrıca düşünce ve zihini, çok daha geniş ve
incelikli bir alanla yer değiştiririm : Bilinç.
Arada çok büyük bir fark var: bütün “ruhsal rehberler” , içimizdeki
diktatör olan zihni sistematik olarak “hırpalamaktadırlar”..Çünkü zihin
maalesef dünyayı,yaşamı ,kendimizi ve gerçekleri algılamamızda çok fazla yer
işgal eder.
Bize varoluşumuzu,
çevremizi,sınırlı bir görüş ve hareket alanı olan zihnimize kıyasla çok daha incelikli,çok hassas aynı zamanda
kırılgan ama bir o kadar da daha global
ve daha geniş hissettiren, algılatan şey bilinçtir..!
Zihin, bilincimizin zaten “subjektif” olan uyarıcı algılarımızı sınırlandırdığı bizi
hatalara ittiği ve “objektif” bilgileri
sağlayamıyacağı konusunda bizleri ikna etmek ister.(vah vah!!)
Bence bilinç,doğanın
bize gerçeği öğrenmemiz için kullanımımıza sunduğu : zihin,duyularımız,duygularımız,izlenimlerimiz,içgörülerimiz,sezgilerimiz
ve ilhamlarımız gibi tüm araçların çok üzerinde yer alır.Ayrıca, düşünce
yeteneğimizde bu araçlardan sadece biridir ama gelgelelim biz onu içselliğimizin
yegane sahibi ,dünyayı yargılamamızın ve
görüşümüzün tek ölçüsü,varlığımızın tartışılmaz lideri konumuna getirmişiz.
Gerçeklere ve dünyaya yaklaşımımız bir çok araç içinden tek
bir araca bağımlı kalmıştır.Sınırlı
bakış açımızın yanısıra,diğer alanlarımızdaki sakatlıklarla birlikte bilgi donanımımız ne düzeyde olabilir ki..!
Zihni ait olduğu yere
koyup,yaşam hakkında daha zengin,daha donanımlı ve daha global bir
algıya geri dönmenin daha akılıca olacaği kanısındayım.:Hayatta gerçekten sahip
olduğumuz şey,varoluşumuzun güçlü bilincinden başka ne olabilir? Sahip
olduğumuz yegane zenginlik ,bizim tek gerçekliğimiz burada ve şimdi dir. Burdan yola çıkarak gerçek ve derindeki
özümüzü ortaya çıkarabiliriz.! Geri kalanı ise zihinin göz boyaması yani illüzyondan
ibarettir.İşte bu yüzden aydınlatma ustaları, tüm Gerçek ve Yaşam a doğru açlan
dar kapının bu olduğu üzerinde ısrar etmektedirler.
Sonuç olarak diyorum ki,biraz
daha fazla bilinç, zihnin biraz daha
az sistematik kullanımı ile varlığımızı dengelersek, yeryüzüne daha çok bilgelik,ışık ve sevgi
getirebiliriz! Bunu günlük yaşamımızda uygulamaya çalışalım ve farkı görelim!
Bodrum,12 Kasım 2012,burada ve
şimdi!
Dostluk ve sevgilerimle..